26 Eylül 2014 Cuma

GÜNÜN SANATÇISI #31#

Sizin için haftanın son iş günü, benim içinse 10 günlük Londra tatilimden önceki son gün olan bir Cuma gününden daha herkese merhaba. Gezi blogum olan Gidip Görmeli'yi de biliyor ve takip ediyorsanız anlamışsınızdır ki gezmeyi, seyahat etmeyi, yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorum. Bugünün sanatçısı da bu konuyla ilgili. Avustralya'lı sanatçı Peter Stewart uzun zamandır gitmek istediğim Hong Kong'a gitmiş ve yoğun nüfusa sahip olan toplu konutları fotoğraflamış.








Fotoğraflar basit bir tekniğe sahip olsalar da gerçekten baş döndürücüler. Her ne kadar insanlar bu tip yerlerde yaşamanın iyi fikir olmadığını söyleseler de insanı ve kalabalığı sevmemden ötürü bu fotoğraftaki yerler tam benlik. Gerçekten tam da böyle bir yerde yaşamak istiyorum. 10 gün kadar buralarda olamayacağım ve vakit bulabilirsem yazmaya çalışacağım. Olur da yazamazsam beni Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz. Sevgiler...

23 Eylül 2014 Salı

GERÇEK BİR KAÇIŞ DENEYİMİ: TUZAK

Daha önce size blogumda başka bir evden kaçış oyunundan bahsetmiştim. Bu da Türkiye'de ikincisi: Tuzak... Yine aynı yakın arkadaşımın vasıtasıyla Facebookta görerek gitme kararı aldık hemen. Bilmeyenler için kısaca anlatayım: Tuzak bir kaçış oyunu. Kilitli kaldığınız bir otelden ipuçlarını kullanarak kaçmanız için sadece 60 dakikanız var.
Her oyunun olduğu gibi bu oyununda belirli kuralları var tabiki. Öncelikle yer Kadıköy'de Shaft'ın hemen karşısında. Önceden internet sitelerinden rezervasyon yaptırmalısınız. Oyun en az 2 kişi, en fazla 5 kişi ile oynanıyor. Bu eğlenceli oyunun ücretine gelince de kişi sayınız kaç olursa olsun fiyat 100 TL. Biz 53. dakikada otelden kaçmayı başardık. Daha önce de çıkabilirdik aslında ama ipuçlarından birini bulmamıza rağmen kaybettik :) Sonuç olarak başardık ve çok eğlendik.
Anadolu Yakasının Kadıköy'ün en iyi kaçış oyununa göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Şimdiden iyi eğlenceler...

19 Eylül 2014 Cuma

GÜNÜN SANATÇISI #30#

Yağmursuz fakat serin bir İstanbul sabahından herkese günaydınlar. Haftanın son iş günü ve keyfimiz yerinde. Tadımız kaçmasın diyorum ve bugünün sanatçısına geçiyorum. Fransız illüstratör Troqman, çizdiği eğlenceli karikatürleri, çevre ile akıllıca bir etkilişim içine sokup fotoğraflamış. Ortaya da bu zevkli eserler çıkmış...








Son fotoğraf bana Emel Sayın'ın halıya sarılarak kaçırıldığı Mavi Boncuk filmindeki sahneyi hatırlattı ve gülümsetti :) Hatırlamayanlar için dakika 10:30:
Yüzünüzün güleceği, mutlu bir haftasonu diliyorum hepinize. Sevgiler...

16 Eylül 2014 Salı

İPLİK AVİZE YAPIMI

Yaz bitti ama inanmak istemiyoruz :) Bu nedenle de yaz günlerinde yakışır bir şey yapalım dedim. İplikten rengarenk avizeler yapacağız. İster partilerinizde ister günlük olarak evinizde kullanın. Bittiğinde de böyle görünecekler: 
Önce her zamanki gibi malzemeler sayalım: Dilediğiniz renklerde ip, tutkal, mısır nişastası, vazelin, makas ve balonlar.
Öncelikle balonlarımızı istediğimiz boyutlarda şişirip uçlarını iple bağlıyoruz.
Farklı ebatlarda şişirdiğimiz balonları sabit bir çubuğa bağlıyoruz. Balonların üstüne tutkala yapışmamaları için her yere yayılacak şekilde vazelin sürüyoruz.
Artık karışımı hazırlama zamanı. Öncelikle yarım şişe tutkal ile yarım bardak nişastayı içlerine 1/4 ölçüde su ekleyerek karıştırıyoruz. Eğer ölçüler tutmazsa macun kıvamına gelecek şekilde nişasta ve tutkal ekleyebilirsiniz. Hazırladığınız tutkal karışımının içine ipliklerinizi batırıp balonun çevresini sarmaya başlayın. Yatay ve dikey olarak çok sık olmamak şartıyla balonu sarın ve balonun uca yakın bir yerinde ipi sabitleyip bitirin.
Bütün balonların sarma işlemleri bittiğinde kurumaları için bırakın. Kapalı alanda kurumaya bıraktığınız balonlar için sabırlı olun. Çünkü iyice kurumazlarsa soyması da zor olacaktır.
Kuruma işlemi tamamlandığında balonları patlatarak, şekli bozmadan içinden çıkartın. Ve iplik avizeleriniz hazır! Dilerseniz süs olarak dilerseniz de ampul ekleyerek lamba olarak kullanabilirsiniz. 

15 Eylül 2014 Pazartesi

PAUSE ANITI - KİTAP DEĞERLENDİRMESİ

Yine bir gün Alkım'da dolaşırken önce ismi dikkatimi çekti kitabın: Pause Anıtı. Arkasını çevirince yukarıdaki yazı karşıladı beni. Komik geldi açıkçası ve de ilginç. Kitabın sayfalarına da hızlıca bir göz attıktan sonra almaya karar verdim hemen, pişman da olmadım...
Yazarı İsahag Uygar Eskiciyan her ne kadar kendisi "Bir şey öyküyse, sadece öyküdür" dese de ben tarzını anlamanız için öykülerine deneysel öyküler diyeceğim. Alışıla gelmiş öykü formundan uzak ama bir o kadar ilgi çekici. Kitapta bu günlere ince dokundurmalar olduğu gibi geçmişe de muzip hatırlatmalar var. Her zaman okuduğunuz tarzın dışında bir şeyler okumak isterseniz tavsiye ederim. İyi okumalar...

12 Eylül 2014 Cuma

GÜNÜN SANATÇISI #29#

Yazın son günlerini yaşarken kışın bile açıp bakmak isteyeceğiniz fotoğraflara sahip bir sanatçı ile tanıştıracağım sizi. Alman fotoğrafçı Bernhard Lang, İtalya'da Adriyatik kıyı şeridindeki sahil ve plajlarının tepeden fotoğraflarını çekmiş ve ortaya harika fotoğraflar çıkmış.









Fotoğrafların renklerini ve güzelliğini inceledikten sonra benim aklıma gelen ilk şey ne kadar düzenli göründükleri oldu. Bizim plajlar gibi tıklım tıklım ve dip dibe değil. Böylesi daha güzel değil mi? Diğer Günün Sanatçısı yazılarım için buraya, beni Instagram üzerinden takip etmek içinse buraya tıklayabilirsiniz. Mutlu haftasonları...

11 Eylül 2014 Perşembe

PONPON PASPAS YAPIMI

Bugün kış da yaklaşırken, sabah erken saatlerde evin içi hafiften soğumuşken yataktan kalkar kalkmaz ayaklarımıza sıcak bir dokunuş sağlayacak ponpon paspas yapacağız. Giriş cümlesine bakınca paspastan değil romantik bir şeyden bahsediyormuş gibi oldum ama eminim yapınca siz de çooook seveceksiniz. Bakalım nasıl bir şey bu ponpon paspas.
Yukarıda gördüğünüz gibi dilediğiniz renklerde ipler seçebilirsiniz. Malzemeler şöyle: dilediğiniz renklerde ip, makas, 2 boş tuvalet kağıdı rulosu, halı kaydırmaz dediğimiz matlardan. Nereden bulacağız halı kaydırmaz'ı derseniz 1 milyoncu olarak nitelendirdiğimiz dükkanlarda bile var :)
Malzemeler hazırsa hemen başlayalım. Öncelikle 2 ruloyu 2 parmağımıza geçirerek etrafına ipliği sarmaya başlıyoruz. 
İpi doladıkça rulolar biraz ezilecektir. Ezildiği için ponponlar farklı boyutlarda olacaktır ama sorun olmaz. Farklı boyutlarda da güzel görünecektir. 
İpi sarıp ruloyu belli bir büyüklüğe getirdikten sonra ipi kopartın.
İpten bir parça kopartıp rulonun ortasından geçecek şekilde bağlayın.
Sardığınız ipi doladığınız rulodan çekip çıkartın.
Sıkı bir düğüm daha atın ve fazlalık ipi kopartmayın. Onu daha sonra ponponları bağlamak için kullanacağız.
Attığınız düğümün her 2 tarafındaki bağlı kısımları makasla kesip ayırdıktan sonra boyunu dilediğiniz boya gelene kadar kırpabilirsiniz.
İlk ponponu bitirdikten sonra dilediğimiz renk ve boyutlarda ponpon yapmaya devam ediyoruz. 
Ponponlarınızın tümü hazır olduğunda matınızın üstüne serip renk ve sıralamasını tasarlayabilirsiniz. 
Renk ve sıralamaya karar verdiyseniz ponponlarınızı matınıza birleştirip, ponponların ucunda bıraktığınız uzun ip parçaları ile de düğüm atıp bağlayın.
Bütün ponponları matınızla birleştirdiyseniz çocuğunuzun da üzerinde güvenle oynayabileceği bir paspasınız oldu demektir. Yapması hem kolay hem de eğlenceli değil mi?



Fotoğraflar internetten alıntıdır.