I LOVE INSTAGRAM I HATE MONDAYS *57*

Yılın nihayet, son Pazartesi gününden herkese merhabalar. Yeni yıl yeni umutlar demek. Yeni bir sayfa açmak için son 2 gün :) Geçtiğimiz haftadan bu yana neler yaptım, Instagram'da neler paylaştım, görelim :)

Bu sene gez gez bi hal olduk malum :) Eskileri andık, aşıklar şehri Paris'de sevgilimin ellerinden çıktı bu fotoğraf...

Bazı fotoğraflarımızı daha çok seviyorum...

Gittiğimiz yerlerde gezilmedik müze bırakmayız biz. Bu da Rodin Müzesinden...

Yağmuru seviyorum, Sanırım o da beni seviyor. Yoksa 1 haftalık Las vegas tatilimizde bütün hafta yağmur yağmazdı :)

Pazartesi gününe özel çözüm. Önce kahve sonra iş güç :) Geçtiğimiz hafta benim için böyleydi özetle. Bakalım gelecek hafta, yeni yılın ilk pazartesi nasıl olacak? Mutlu haftalar herkese. Sevgiler...

I LOVE INSTAGRAM I HATE MONDAYS *56*

Tam bir Pazartesi gibi Pazartesi ile karşınızdayım. Sendromun dibine vuran bu Pazartesi gününe de hiç dinlenmemiş, yorgun ve bitkin halde başlamış bulunuyorum. Biraz geçen haftaya bakalım keyfimiz yerine gelir belki :)

Yeni yıl hazırlıklarına mini mini devam ediyorum tabii.

Mütemadiyen birilerini bekliyorum. Ömrüm bir yerlere gitmeden önce sevgilimi beklemekle geçti :)

Biriktirme hastalığına tutuldum :) Fotoğraflar, biletler, notlar. Her şeyi biriktirir oldum :) Hazırlıklar da devam ediyor.

Evet, ellerim biraz büyük. Noolmuş? :)

Yeni yıl kartlarımı gönderdim bile. Biri Çin'e, biri Ukrayna'ya biri de Rusya'ya.

Dün Hobbit'i izledik. Öncesinde aklımıza geldi: "Yüzüğüm şekil, önümüzden çekil!" :)

Geçen hafta yoğun ama eğlenceli geçti. Bakalım bu hafta nasıl geçecek? Haftaya aynı yazı dizisinde görüşürüz. Dilerseniz beni Instagram'dan da takip edebilirsiniz. Mutlu, içinizi ısıtacak bir hafta diliyorum. Sevgiler...

GÜNÜN SANATÇISI #34#

Yaklaşık 2 haftadır yazamıyorum bu yazı dizisini farkındayım. 2 hafta önce hastaydım o yüzden yazamadım, geçen hafta da çok meşguldüm vakit bulamadım. Gördüğünüz gibi gayet geçerli nedenlerim var :) Madem uzun bir ara verdim eğlenceli bir dönüş yapayım istedim. Bugünün sanatçısı fotoğrafçı Stephanie Jarstad. Stephanie Noel ruhunu farklı bir yerde yaşatmak istemiş, sakallarda :) Ve bunları da fotoğraflamış. Hatta Etsy dükkanında da satıyor :) 

Fotoğraflara bakarken ben inanılmaz eğlendim! Favorim de "Bir kar tanesi ol, kon sakalımın ucuna" diyen 8 numaralı arkadaş oldu :) Noel ruhu her yerde, yaşasın! :) Biraz olsun gülümsetebilseydim sizi haftasonunuz da öyle geçsin. Mutlu haftasonları...

I LOVE INSTAGRAM I HATE MONDAYS *55*

Yılın sondan 4. Pazartesi gününden merhaba :) Bu kadar zorlamamın nedeni evet yeni yılın gelmesi. En sevdiğim zamanlar. Yeni bir yıl yeni umutlar yeni heyecanlar için. Ben kendi kendime yaklaşan yeni yılın heyecanını yaşarken bakalım geçtiğimiz hafta neler yapmışım...

Noel çoraplarını momijilerle kombin etmeye başladık hemen tabii...

Soğuk günlerde hem içimizi hem ruhumuzu ısıtan tek şey. Çay candır :)

Beyoğlu Bir Buçuk'u bilmeyen yoktur heralde. Bu lambanın fotoğrafı kimbilir kaç milyon kere çekildi :) 

Koleksiyonum gitgide büyüyor. Yakında evde oturacak yer kalmayacak :)

Cuma günü kıymetlimisss :)

M&M'i görünce ağzı sulanmayan var mı? :)

PostCrossing'den yeni kartlarım geldi. Nedir Postcrossing diyenlere yakında detaylı yazı blogta olacak...

Kar hayaliyle yaşıyorum anlayın beni :) Bir hafta gördüğünüz gibi evde, bir takım şirinliklerle oynayarak geçti. Bu hafta kalbinizi kırmayacak insanlar, sizi havalara uçuracak haberlerle geçer umarım. Mutlu haftalar...

BU SEFERKİ ODADAN KAÇIŞ

Gün geçmiyor ki yeni bir deneyimimi paylaşmayayım :) Başlıktan anlayacağınız üzere bu sefer ki evden kaçış değil Odadan Kaçış. 1970 yıllarında ailesi tarafından tutsak edilmiş bir çocuğun hikayesi bu. Daha önceden bahsettiğim gibi oyun, en az 2 en fazla 5 kişi oynanabiliyor. Her odadaki ipuçlarını çözüp bir sonraki odaya geçerken oyunun kahramanı çocuğun hayatına da ışık tutmuş oluyorsunuz.

Değerlendirmeme gelince; bu zamana kadar oynadığım oyunlar içinde en yaratıcısıydı. Bulmacalar zekice düşünülmüş ve işlenmişti. Bu evde çözdüğümüz bazı bulmacaları hala "o nasıl akıllarına gelmiş ki?" diye anıyoruz açıkcası :) Bu oyun analitik düşünmenizi gerektiren bir oyun, kıyafetlerin cebini karıştırayım içinden nasılsa bir anahtar bulurum oyunu değil. Bu oyunda genele bakmaktan öte detayları birleştirme yoluna gitmeniz sizin için daha uygun olacaktır eminim. Yaratıcılarının karanlık oda dedikleri son oda çok iyi tasarlanmış ve gerilim yaratma konusunda da başarılı. Bence bu tip oyunların teknik olarak en büyük sıkıntısı havalandırma. Biz bu oyunda küçük bir odada 5 kişi olmamıza rağmen havalandırma açısından hiçbir sıkıntı yaşamadık. 

Oyun iyi hoş. Peki biz ne yaptık? Odadam kaçabildik mi diye sorarsanız 4 dakika gecikmeli de olsa kaçmayı başardık! Oyunun sonunda bizlere oyuna giriş zamanımızı ve odalardan çıkış zamanımızı gösteren bir de kart verdiler. Gittiğim her yerden anısı olan bir şeyler biriktirmeye çalışan bir insan olarak en çok da buna sevindim. Oynadığım oyunlar arasında en iddialı ve yaratıcı olanlarından olan bu oyunu mutlaka denemelisiniz. Rezervasyon için internet sitelerini ziyaret edebilir 05547007631 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Anadolu yakasının en iyi Evden Kaçış Oyunu içinse buraya tıklayabilirsiniz. 

I LOVE INSTAGRAM I HATE MONDAYS *54*

Bir süredir yine blogu boşladığımın farkındayım. Ama zaman zaman hastalık, zaman zaman özel hayatımdaki koşuşturmacalar derken ancak vakit bulabildim yazmaya. Bu aralar heyecanlı şeyler oluyor özel hayatımda. Beni Instagram'dan takip edenler bir şeylere hazırlandığımı zaten anlamışlardır :) Bu arada Instagram hesabımı gizli hale getirdim. Gönderilerimi takip etmek istiyorsanız istek göndermelisiniz. Kısaca geçtiğimiz haftalarda neler oldu bakalım...

Malum çift olarak gezmeyi çok seviyoruz. Bu nedenle internette bulduğum bir fotoğrafı kendimize uyarladım. Hedef kesinleşti :)

Momiji ve Lego koleksiyoneri olduğumu artık öğrenmişsinizdir. Kış momijileriyle kışa hazırlandım.

Bir Salı günü erkek arkadaşımla kaçamak yapıp Arkeoloji müzesine gittik. İkimizde daha önce onlarca kere görmüşüz ama birlikte ilk :)

Mekanist'in davetlisi olarak EvdenFirar oyununa gittik. Rezervasyon yaptıranlar gelmeyince oyun bize kaldı :)

İçtik, eğlendik.

İçmek mesele değil. Soğuk soğuk içince hasta oldum tabii. Hasta olmak da sorun değil soyadımın yanlış yazılması hayattan soğuttu beni :)

Hasta olunca kırdık dizimizi evde oturduk, Bir de sıcacık çay yaptık ki...

Son olarak da yeni yıl hazırlıklarına başladık. Hem de en sevdiğim yerden çoraplardan :) Geçtiğimiz haftalar böyle geçti benim için. Siz neler yaptınız? Ben yazı yazmanı bekleyemem diyenler beni Instagram'dan da takip edebilirler dediğim gibi. Hepimiz için mutlu bir hafta olsun. Sevgiyle...